top of page
Yazarın fotoğrafıAlper Akpeçe

Otonom Gemilerle Denizcilik Hukukunun Geleceği



Denizcilik sektörü, otonom gemilerin ortaya çıkmasıyla birlikte teknolojik bir devrimin eşiğinde duruyor. Yapay zeka (AI) ve gelişmiş navigasyon sistemleri ilerledikçe, otonom gemilerin ekonomik açıdan faydalı olabileceği önerisi, denizcilik tartışmalarının odak noktası haline geliyor. İnsan tarafından yönetilen gemiler göz önünde bulundurularak geliştirilmiş olan geleneksel denizcilik hukuku, şimdi bu yeni, insansız gemileri barındırma zorluğuyla karşı karşıya.


Bu blog, otonom gemiler bağlamında denizcilik hukukunun etkilerini, zorluklarını ve gelecekteki yönelimlerini inceleyecektir.


- Otonom Gemilerin Genel Görünümü


Otonom gemiler, insansız veya mürettebatsız gemiler olarak da bilinir ve mürettebat olmadan seyir yapabilen ve çalışabilen gemilerdir. Bu terim, uzaktan kontrol edilen gemilerden (MASS-3) tamamen otonom gemilere (MASS-4) kadar çeşitli otonomi seviyelerini kapsar.


- Teknolojik İlerlemeler


Yapay zeka, navigasyon sistemleri ve iletişim teknolojilerindeki ilerlemeler, otonom gemi konseptini mümkün kılmıştır. Bu gemiler, gerçek zamanlı karar verme, rota planlama ve çarpışma önleme gibi yeteneklere sahip sofistike yazılım ve donanımlarla donatılmıştır. Günümüzde basit telefona indirilen bedava AI programları ile bile Radar ekranı gösterilerek manevra tavsiyesi alınabilecek duruma geldiğimizi rahatlıkla söyleyebilirim.


Otonom Gemiler İçin Hukuki Çerçeve


 Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) Girişimleri


Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO), otonom gemilerin hukuki etkilerini ele alma ihtiyacını kesinlikle kabul etmiştir. Deniz Güvenliği Komitesi (MSC), bu gemilerin güvenli operasyonlarını sağlamak için bir düzenleyici çerçeve oluşturma çalışmalarını aktif olarak yürütmektedir. Tüm bu çaba, mevcut düzenlemelerin gözden geçirilmesini ve otonom operasyonlara yönelik yeni düzenlemelerin geliştirilmesini içermektedir.


IMO'nun Otonom Yüzey Gemileri (MASS) için yürüttüğü kapsam belirleme çalışması, MASS operasyonlarının IMO belgelerinde nasıl güvenli, emniyetli ve çevresel olarak duyarlı bir şekilde ele alınabileceğini belirlemeyi amaçlamaktadır. SOLAS ve MARPOL gibi konvansiyonların kapsamlı bir şekilde gözden geçirilmesi gerekliliğini de ortya koymuştur.


 Temel Uluslararası Sözleşmeler


Halihazırda deniz operasyonlarını yöneten birkaç ana uluslararası sözleşme bulunmaktadır. Bunlar şunları içerir:


- Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (UNCLOS)

- Gemilerden Kaynaklanan Kirliliğin Önlenmesine İlişkin Uluslararası Sözleşme (MARPOL 73/78)

- Denizde Can Güvenliği Uluslararası Sözleşmesi (SOLAS)

- Denizde Çatışmayı Önleme Uluslararası Sözleşmesi (COLREGs)

- Gemi Adamlarının Eğitim, Belgelendirme ve Vardiya Tutma Standartları Hakkında Uluslararası Sözleşme (STCW)

- Hague-Visby Kuralları

- Hamburg Kuralları

- Rotterdam Kuralları


Bu sözleşmelerin her biri, otonom gemilerin benzersiz yönlerini kapsayacak şekilde yeniden değerlendirilmesi ve potansiyel olarak değiştirilmesi üzerinde durulan sözleşmelerdir.


Denizcilik Hukukunun Uyum Sağlama Zorlukları


Birincil zorluklardan biri, uluslararası ve ulusal yasalara göre neyin "gemi" olarak kabul edileceğini tanımlamaktır. Geleneksel tanımlar, mürettebatın ve insan operatörlerinin varlığına dayanır. Otonom gemiler, bu unsurlardan yoksundur ve bu tanımları zorlamaktadır. Bu gemilerin gemi olarak sınıflandırılıp sınıflandırılamayacağı ve eğer öyleyse hangi spesifik düzenlemelerin uygulanacağı belirlenmelidir.


UNCLOS: Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (UNCLOS), tüm deniz ve denizcilik faaliyetleri için kapsamlı bir yasal çerçeve sağlar. UNCLOS'a göre, bir gemi bir bayrak devletine kayıtlı olmalı ve bu devletin düzenlemelerine uymalıdır. Otonom gemiler için, bu düzenlemelere insan gözetimi olmadan uyum sağlanması benzersiz bir zorluk teşkil eder.


 Sorumluluk ve Mesuliyet


Otonom bir gemiyle ilgili bir kaza veya olay durumunda sorumluluğu belirlemek başka bir önemli zorluktur. Geleneksel denizcilik hukuku, geminin işletilmesinden gemi sahibini, kaptanı ve mürettebatı sorumlu tutar. Otonom gemilerde, sorumluluk AI sistemlerinin üreticilerine, kıyı merkezlerinin operatörlerine veya yazılım geliştiricilere kadar uzanabilir.


Hague-Visby Kuralları: Bu kurallar, taşıyıcının geminin denize elverişliliği konusundaki sorumluluklarını belirler. Otonom gemilerde, odak noktası mürettebatın yeterliliğinden AI sistemlerinin güvenilirliğine kayar.


SOLAS: Denizde Can Güvenliği Uluslararası Sözleşmesi (SOLAS), gemilerin yapım, donanım ve işletiminde asgari güvenlik standartlarını belirler. Gemilerin denize elverişli olması ve yeterli sayıda nitelikli mürettebat tarafından yönetilmesi gerektiğini zorunlu kılar. Otonom gemiler için, AI ve otomatik sistemlerin bu güvenlik standartlarını karşılayabileceğinin gösterilmesi gerekmektedir.


 Güvenlik ve Denize Elverişlilik


Otonom gemilerin güvenliğini ve denize elverişliliğini sağlamak çok önemlidir. Mevcut düzenlemeler, gemilerin denize elverişli ve yeterli mürettebata sahip olmasını gerektirir. Otonom gemiler için odak noktası, kullanılan teknoloji ve sistemlerin güvenilirliğine kayar. Bu, siber güvenlik önlemlerinin sağlam olmasını ve sistem arızalarını önlemeyi içerir.


STCW: Gemi Adamlarının Eğitim, Belgelendirme ve Vardiya Tutma Standartları Hakkında Uluslararası Sözleşme (STCW), kaptanlar, zabitler ve vardiya personeli için nitelik standartlarını belirler. Otonom gemilerde, kıyı merkezlerinde görevli operatörler ve teknisyenler için yeni sertifikasyon ve eğitim standartlarına ihtiyaç duyulacaktır.


Ulusal Düzenlemeler ve Türk Ticaret Kanunu


 Türk Ticaret Kanunu (TTK)


Türk Ticaret Kanunu (TTK), gemilerin işletimi ve kaydı ile ilgili çeşitli hükümler içerir ve bu hükümler, otonom gemiler bağlamında yeniden gözden geçirilmelidir. Bunlar arasında gemilerin tanımları, kayıt gereklilikleri, kılavuzluk ve gemi sahiplerinin mürettebatlarının eylemlerinden sorumluluğu yer alır.


 Temel Hükümler


TTK'da öncelikli olarak aşağıda yer alan temel hükümlerin tanımlama ve kapsamlarında değerelendirme yapılması gereklidir.


- Gemi Tanımı: TTK, belirli kriterlere dayanarak gemiyi tanımlar, bunlar arasında büyüklük ve amaç bulunur. Otonom gemilerin bu kriterleri karşılayıp karşılamadığı belirlenmelidir.

- Kayıt Gereklilikleri: Otonom gemilerin kaydedilmesi gerekecek ve TTK'nın gemi kaydına ilişkin hükümleri, bu gemileri içerecek şekilde güncellenmelidir.

- Kılavuzluk: Otonom gemilerde kılavuzların rolü değişecek, muhtemelen uzaktan kılavuzluğa kayacak veya tamamen ortadan kalkacaktır.

- Sorumluluk: TTK, gemi sahiplerini mürettebatlarının eylemlerinden sorumlu tutar. Otonom gemiler için sorumluluk, kıyı merkezlerinde görevli operatörlere veya AI sistemlerini sağlayan şirketlere kadar uzanabilir.


Sonrasında TTK'da belirlenecek değişimler ışığında Borçlar Hukuku ve Sigortalar Kanunu kapsamında da değişiklikler yapılması ihtiyacı doğacaktır.


Uluslararası Perspektifler


 Mevcut Otonom Gemi Projeleri


Halen geliştirilmekte veya işletilmekte olan birkaç otonom gemi projesi bulunmaktadır. Bunlar şunları içerir:


- Svitzer Hermod: Kopenhag'da çalışan uzaktan kumandalı bir römorkör. Bu proje, yoğun liman ortamlarında uzaktan kumandalı operasyonların uygulanabilirliğini göstermektedir.

- YARA Birkeland: Emisyonları azaltmak ve güvenliği artırmak için tasarlanmış tam elektrikli ve otonom bir konteyner gemisi. Otonom gemilerin sürdürülebilir deniz taşımacılığına nasıl katkıda bulunabileceğine dair bir model olarak hizmet vermektedir.

- ReVolt: Kısa mesafeli deniz taşımacılığı için tasarlanmış otonom, sıfır emisyonlu bir gemi konsepti. Bu proje, otonom gemilerin insan müdahalesi olmadan verimli bir şekilde çalışabileceğini vurgulamaktadır.


Bu projeler, otonom deniz taşımacılığının pratik zorlukları ve faydaları hakkında değerli içgörüler sunmaktadır.


 Karşılaştırmalı Hukuki Yaklaşımlar


Farklı ülkeler, otonom gemilerin düzenlenmesine çeşitli şekillerde yaklaşmaktadır. Norveç örneğin, otonom gemiler için bir test alanı kurmuş ve aktif olarak düzenlemeler geliştirmektedir. Amerika Birleşik Devletleri de Sahil Güvenlik ve diğer düzenleyici kurumlar aracılığıyla insansız gemiler için yasal çerçeveleri araştırmaktadır.


Norveç: Norveç'in yaklaşımı, gerçek dünya testlerini ve otonom gemiler için belirli kılavuzların geliştirilmesini içerir. Bu pragmatik yaklaşım, otonom gemilerin mevcut deniz trafiğine güvenli bir şekilde entegrasyonunu sağlamayı amaçlamaktadır.


Amerika Birleşik Devletleri: ABD Sahil Güvenlik, otonom gemilerin ABD sularına güvenli ve verimli bir şekilde entegrasyonunu sağlamak için kılavuzlar ve politikalar üzerinde çalışmaktadır. Bu, siber güvenlik, iletişim ve navigasyon standartlarına odaklanmayı içerir.


Türkiye : Türkiye'de askeri otonom gemiler konusunda çalışmalar olduğu konusunda basında yer alan haberler mevcuttur. Ancak Ticari olarak bu konuda çalışmaların henüz proje aşamasında olduğunu umut etmekteyiz.


Gelecek Yönelimler ve Öneriler


Otonom Gemi Kodu Geliştirilmesi


Otonom gemilerin getirdiği benzersiz zorlukları ele almak için, özel bir Otonom Gemi Kodu'na ihtiyaç duyulabilir. Bu kod, otonom gemilerin yapımı, işletimi ve sorumluluğu için spesifik düzenlemeler sağlayarak, yönetimlerinde netlik ve tutarlılık sağlamalıdır.


 Uluslararası İşbirliğinin Artırılması


Deniz operasyonlarının küresel doğası göz önüne alındığında, uluslararası işbirliği çok önemlidir. Ülkeler, otonom gemiler için uyumlu düzenlemeler ve standartlar geliştirmek için IMO gibi kuruluşlar aracılığıyla birlikte çalışmalıdır.


IMO'nun Kapsam Belirleme Çalışması: IMO'nun bu girişimi, mevcut düzenlemelerdeki boşlukları belirlemek ve otonom gemilerin küresel düzeyde işletilmesini ele almak için değişiklikler veya yeni düzenlemeler önermede kritik bir öneme sahiptir. Geleceği çokta uzakta olmayan bu teknolojik değişim için ülkelerin tek çatı altında standartların ve kuralların belirlenmesi çalışmalarında bulunması artık mutlak bir zorunluluktur.


 Yenilik ve Güvenliğin Teşvik Edilmesi


Otonom deniz taşımacılığında yeniliği teşvik ederken güvenliği sağlamak esas olacaktır. Bu, araştırma ve geliştirmeye yatırım yapmayı, otonom sistemlerin testlerini titizlikle gerçekleştirmeyi, güçlü güvenlik ve siber güvenlik önlemlerini uygulamak üzere finansal ve hukuksal desteklerin arttırılması gereklidir.


Eğitim ve Sertifikasyon


Denizcilik sektörü gelişirken, denizcilik profesyonellerinin eğitim ve sertifikasyonu da değişmelidir. Otonom gemi operasyonlarını yönetmek ve denetlemek için operatörlere gerekli becerileri kazandıracak yeni eğitim programlarının teknolojik gelişmelerle eş zamanlı olarak başlatılması ve geliştirilmesi gereklidir.


STCW Değişiklikleri: Kıyı merkezlerinde görevli operatörler ve teknisyenler için eğitim standartlarını içerecek şekilde STCW Sözleşmesi'nde değişiklikler konusunda çalışmalar yapılmaktadır. Bu standartlar bir çerçeve belirleyecek olsa da teknolojik yatırımların kabiliyetleri doğrultusunda eğitim içerik ve tecrübe birikimi konularında çalışmalar çalışmaların başlatılması gereklidir.


Sonuç


Otonom gemilerin denizcilik sektörüne entegrasyonu, önemli fırsatlar ve karmaşık zorluklar sunmaktadır. Teknoloji ilerledikçe, denizcilik hukukunun da bu yeni gerçekliklere uyum sağlaması zorunludur. Düzenlemeleri proaktif bir şekilde güncelleyerek, uluslararası işbirliğini teşvik ederek ve güvenlik ve yeniliği önceliklendirecek olan topluluklar, gelecekteki denizcilik sektörü olması beklenen otonom gemi çağını başarıyla yönetebilecektir. Denizcilik hukukunun geleceği, bu dönüştürücü değişikliklere uyum sağlama yeteneği ile belirlenecektir. Ancak bu şekilde denizlerin güvenli ve verimli bir şekilde kullanılmasını sağlamaya devam edilebilecektir.


Saygı ve Sevgilerimle,


Alper Akpeçe 92'Gv

46 görüntüleme1 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

1 Comment

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
Rated 5 out of 5 stars.

Alper kpt, önemli bir konuda makale yazdığın için tşk ederim.Güçlü kalemin var. Ali Akpınar Gv.86

Like
bottom of page