top of page
Yazarın fotoğrafıAlper Akpeçe

MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ VE BAZI GÜNCEL SORUNLAR

Güncelleme tarihi: 17 Eyl

Prof. Dr. Rona AYBAY


Yazının Özeti aşağıda yer almaktadır.


 I. GİRİŞ


A. Genel Gözlemler


Türk Boğazları, Karadeniz’den Ege Denizi’ne, oradan Akdeniz’e ve dünyaya açılan stratejik bir deniz yoludur. İstanbul ve Çanakkale Boğazları’ndan oluşan bu yol, tarih boyunca ticari ve askeri açıdan büyük öneme sahip olmuştur. Türk Boğazları’nın ticari önemi, özellikle Tuna ve Don nehirleri aracılığıyla Avrupa’nın iç kesimlerine kadar ulaşabilmesinden kaynaklanmaktadır. Boğazlar, tarih boyunca uluslararası ilişkilerde güç dengesine göre çeşitli düzenlemelere tabi tutulmuş ve bu düzenlemelerde Osmanlı-Türk yönetimlerinin askeri, ekonomik güçleri ve diplomatik becerileri rol oynamıştır.


B. Osmanlı Dönemine Kısa Bir Bakış


1453’te İstanbul’un fethiyle Boğazlar, Osmanlı Devleti’nin egemenliği altına girmiş ve yabancı gemilerin geçişi tamamen Osmanlı denetimine bağlı hale gelmiştir. Ancak, Osmanlı Devleti’nin zayıflamasıyla birlikte bu denetim gücü azalmış ve Boğazlar, yabancı ticaret gemilerinin serbest geçişine açılmıştır. Endüstri Devrimi ve sömürgecilik gibi gelişmeler, Boğazlar’ın serbest geçişine yönelik uluslararası baskıları artırmış ve 1841 Londra Boğazlar Antlaşması gibi düzenlemelerle bu geçiş serbestisi resmileşmiştir.


 II. SEVR ANTLAŞMASINDA TÜRK BOĞAZLARI İÇİN ÖNGÖRÜLEN DÜZENLEMELER


Birinci Dünya Savaşı’nın ardından imzalanan Sevr Antlaşması, Osmanlı Devleti’nin yenilgisi sonrası Boğazların uluslararası denetim altına alınmasını öngörmüştür. Sevr Antlaşması, Boğazlar’ın bütün gemilere açık hale getirilmesini ve Boğazlar Bölgesi adı altında İstanbul merkezli uluslararası bir yönetim kurulmasını planlamıştır. Bu düzenleme, TBMM Hükümeti tarafından reddedilmiştir.


 III. LOZAN ANTLAŞMASINDA TÜRK BOĞAZLARI İÇİN ÖNGÖRÜLEN DÜZENLEMELER


1923 Lozan Antlaşması, Sevr’in aksine, Türkiye’nin Boğazlar üzerindeki egemenliğini kısmen tanımış ancak Boğazlar Bölgesi’ni askerden arındırarak, Boğazlar Komisyonu adlı uluslararası bir denetim organı kurmuştur. Bu komisyon, Boğazlardan geçişleri denetlemekle görevliydi ve Türkiye’nin Boğazlar üzerindeki egemenliğini sınırlayan bazı düzenlemeler içermekteydi.


 IV. MONTRÖ SÖZLEŞMESİ: ÇATIŞAN ÇIKARLAR VE SONUÇ


1936 yılında imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi, Türkiye’nin Boğazlar üzerindeki egemenliğini büyük ölçüde geri kazandırmıştır. Sözleşme, ticaret gemilerine serbest geçiş hakkı tanırken, savaş gemilerinin geçişini belirli kurallara bağlamış ve Boğazlar Bölgesi’nin askerden arındırılmasına son vermiştir. Sözleşmenin imzalanması, dönemin Türk basınında büyük bir coşkuyla karşılanmıştır.


 V. MONTRÖ SÖZLEŞMESİNİN UYGULANMASINDA TÜRKİYE LEHİNE YORUMLAR VE UYGULAMALAR


A. Boğazlardan Geçiş Hakkı Konusunda Türkiye’nin Yükümlülüğünün İçeriği


Montrö Sözleşmesi, ticaret gemilerinin Boğazlardan serbestçe geçmesini öngörmekle birlikte, Türkiye’nin güvenlik ve düzenleme yetkisini de tanımaktadır. Bu kapsamda Türkiye, Boğazlardan geçen gemilerin güvenliğini sağlamak amacıyla çeşitli düzenlemeler yapma yetkisine sahiptir. Boğazlarda meydana gelen deniz kazaları, Türkiye’nin bu yetkilerini kullanmasının önemini ortaya koymaktadır.


B. Türkiye’nin Geçiş Hakkı Konusundaki Argümanları


Türkiye’nin Boğazlar üzerinden geçiş serbestisi sağlama yükümlülüğü, geçişlerin güvenlik içinde yapılmasını da içerir. Bu nedenle Türkiye, Boğazlardan geçen gemilerin teknik yeterliliklerini denetleme ve tehlike yaratmayacak önlemler alma hakkına sahiptir. Boğazlar Trafik Düzeni Tüzüğü, bu kapsamda önemli bir düzenlemedir.


 VI. GÜNCEL SORUNLAR


A. Gemi Nedir?


Montrö Sözleşmesi’nde gemi tanımı yapılmamıştır, ancak ticaret gemisi ve savaş gemisi ayrımı yapılmıştır. Boğazlardan geçiş düzenlemelerinin uygulanması bakımından gemi tanımı önemlidir. Türk Boğazları Trafik Düzeni Tüzüğü ve Türk Ticaret Kanunu, bu tanımlara ilişkin düzenlemeler içermektedir.


B. Teknolojik Gelişmeler: Mürettebatsız Gemiler


Son yıllarda, uzaktan kumandalı ve otonom gemiler gibi yeni teknolojik gelişmeler, denizcilik sektöründe önemli değişiklikler yaratmıştır. Bu gelişmeler, Montrö Sözleşmesi’nin yeniden değerlendirilmesini gerektirebilir.


C. Karadeniz’de Kalış Süresi ve Türkiye’nin Sorumluluğu


Montrö Sözleşmesi, Karadeniz’e kıyısı olmayan devletlerin savaş gemilerinin Karadeniz’de en fazla 21 gün kalabilmesini öngörür. Bu sürenin aşılması halinde, Türkiye’nin özel bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Ancak, diplomatik çözüm yolları aranmalıdır.


D. Montrö Sözleşmesi’nin Süresi ve Değiştirilmesi


Montrö Sözleşmesi, 20 yıllık bir süre için yapılmış ancak bu süre sonunda taraf devletlerden birinin sona erdirme bildiriminde bulunmaması nedeniyle sürekli olarak yenilenmiştir. Sözleşmenin değiştirilmesi karmaşık bir süreçtir ve taraf devletlerin oybirliği gerektirir.


 SONUÇ


Montrö Sözleşmesi, Türkiye’nin Boğazlar üzerindeki egemenliğini pekiştiren önemli bir uluslararası düzenlemedir. Türkiye, bu sözleşme kapsamında uluslararası yükümlülüklerini sorumlulukla yerine getirmiş ve Boğazlardan geçişlerde güvenliği sağlamıştır. Günümüzün değişen koşulları ve teknolojik gelişmeleri göz önüne alındığında, Montrö Sözleşmesi’nin esnek ve uyarlanabilir yapısı, Türkiye’nin çıkarlarını koruma ve uluslararası yükümlülüklerini yerine getirme kapasitesini artırmaktadır.


Araştırmanın kendisi ;



RONA AYBAY , 1964 - 2022

05 Mayıs 2022, Hukukçu, akademisyen ve yazar Prof. Dr. Rona Aybay (87), hayatını kaybetti.


İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olarak doktorasını tamamlayan Aybay, 1964 yılında Columbia Üniversitesi’nde mukayeseli hukuk masterini tamamladı.


1973 yılında öncelikle doçent ardından profesör ünvanını alan Rona Aybay, ODTÜ’de Kamu Yönetimi bölüm başkanlığı, ODTÜ İdari İlimler Fakültesi dekanlığı ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi dekan yardımcılığı görevlerini üstlendi. 


Avrupa Konseyi Irçılık ve Hoşgörüsüzlükle Savaşım Komisyonu ile Bosna-Hersek’teki insan hakları ihlallerini incelemekle görevli AGİT komisyonu üyeliklerinde, Bosna-Hersek İnsan Hakları Mahkemesi’nin kurulduğu 1996’dan kapandığı 2003’e kadar Avrupa Konseyi tarafından seçilmiş uluslararası yargıçlık görevlerinde de bulundu. 


Aybay, 12 Eylül 1980’deki askeri darbeden sonra üniversiteden uzaklaştırılmış ve yedi yıl sonra Danıştay kararıyla görevine geri döndü. Hukukçu, akademisyen ve yazar Rona Aybay, son olarak Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve KKTC Yakın Doğu Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi olarak görev yapmıştı. 

Rona Aybay, 7 Mayıs 2022 Cumartesi günü toprağa verilmiştir.,,



Saygı ve Sevgilerimle,


Alper Akpeçe 92'gv


42 görüntüleme1 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Commentaires

Noté 0 étoile sur 5.
Les commentaires n'ont pas pu être chargés.
Il semble qu'un problème technique est survenu. Veuillez essayer de vous reconnecter ou d'actualiser la page.
bottom of page