Hem tekneyi batırmışsın hem de ıslanmadan gelmişsin
- KIVANÇ ERGÖNÜL
- 17 Haz 2024
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 1 Kas 2024
YDO’da 3. sınıf öğrencisi iken, bir gün filika ile yelken dersine çıkıyoruz.
Eğitim gemimizin hocası değerli büyüğümüz Kapt. Efruz İneceli’nin gözetiminde iki filika Ortaköy’deki okulumuzdan çıktık. Asya sahiline ve Kız Kulesi’ne gidip döneceğiz.
Dönüşte Fındıklı’da bulunan o zamanki Güzel Sanatlar Akademisi (Mimar Sinan
Üniversitesi) önünden dönüş yapıp Ortaköy’e, Okula gideceğiz. O zamanlar Boğaz Köprüsü henüz yapılmamış, Kabataş’tan Üsküdar’a arabalı vapurlar çalışıyor ve deniz trafiği oldukça yoğun.
Rüzgâr hafif lodos…
Yelkenleri ayıbacağı yaptık, ağır ağır okula doğru seyir yaparken Serdümen Ahmet Süsler ile ben kıç tarafta küpeşte üzerinde oturuyoruz. Birden rüzgâr sertledi ve kaçak yaptı. Yelkenler rüzgârın etkisi ile bir tarafa kavança oldu.
Biz öğrencilerde büyük bir panik oldu. Bir de filikada yanımızda sağlık memurumuz vardı. Çocuk gezmeye gideceği için takım elbisesiyle oturuyordu. O sırada filika yana yattı ve içine bir miktar su aldı, biz ona serbest su deriz.
Herkesin ayakları su içinde, ben serdümenle beraber kıçta oturuyorum. Neyse yelkeni düzelttik tekrar aynı pozisyona aldık, bu sefer tam arabalı vapur iskelesinin önüne gelmiş olduk.
Aynı olay bir daha tekrarlandı. Bizim o zamanlar serbest satıh ve serbest su gemi dengesine nasıl etki eder yeterişnce tecrübe sahibi değiliz. İçerdeki su bir tarafa transfer olunca yelken de aynı taraf transfer oldu. Bizim yelkenli yelkenlerle birlikte devrildi ve su almaya başladı. Herkes de kendini denize attı ve tekneden kaçmaya başladı.
Hiç unutmuyorum, bizim sağlık memuru bir taraftan takım elbise ve kravatı boğazını sıkmış ‘imdat’ diye bağırıyor bir yandan da kulaç atıyor. Ben de küpeştenin üzerindeyken sonuçta yelken devrilirken yürüye yürüye bordaya geçtim ve istralyayı tuttum. Ben suyun içine girmedim ama benden başka herkes suyun içindeydi. Ben de bakıyorum kime yardım edeyim diye.
Bu sırada Efruz hoca teknesi ile bize yaklaştı ve herkes tekneye dönsün diye bağırınca herkes tekneye geri binmeye başladı, tekne ağırlaşınca bu sefer ben de dizlerime kadar suya girdim ve o sırada Hal’den gelen sebze yüklü bir tekneye atladım ve okula geldim.
o arada Eminönü’nde meyve sebze taşıyan motorlar vardı. Benim sadece dize kadar ayaklarım
ıslandı.
Efruz hoca da bunları görmüş ve bizim peşimizden onlar da okula geldi. Beni bir saat sonra müdürlüğe çağırdılar. ‘Sen hem tekneyi batırmışsın hem de ıslanmadan gelmişsin bunu bize anlat’ dediler. Sonuçta meğerse bana şaka yapıyorlarmış. Beni aslında takdir etmek için çağırmışlar.
Aferin deyip
teşekkür ettiler.
Saim Oğuzülgen 68 Gv.
Diğer yelkenli filikada da bizim sınıf (1969) vardı. Serdümen de bendim , batık filika ile bizi Martı motoru çekerek okula getirdi. Kabataşta bizi seyreden halka da , kurtarma eğitimi yapıyoruz dedik. Tek faul bizim grand tuvalet sağlık memuru idi. Ama Saim Kaptan hiç ıslanmadı.
İlhan Uçansu 69 Gv.
Çengelköylü Kaptan Efruz İneceli ,Rahmetli Babam Adnan Öztop'un Çengelköy' den yakın arkadaşı idi.
Mezuniyetim sonrası Babamla ziyaretine gittik ,kendisi D.B cargo Genel müdürü idi temmuz 1980. Mv Fırat'a 4.kaptan olarak atanmamda rol oynamıştır.
Saygılar Sinan Öztop YDO 80 Gv.