top of page
Yazarın fotoğrafıAlper Akpeçe

BUDALA

Dostoyevski'nin "Budala" Romanı ve Toplumsal Yozlaşma


Fyodor Dostoyevski " Budala "

Fyodor Dostoyevski’nin "Budala" romanı, insanın içsel dünyasını incelemekle kalmaz, aynı zamanda toplumun çürümüşlüğünü de derinlemesine işler. Prens Mişkin'in safiyeti ve naifliği, yozlaşmış bir toplumun içinde var olmaya çalışan bir karakter olarak bu çöküşün ve insan doğasındaki zıtlıkların sembolüdür. Roman boyunca toplumun iki yüzlülüğü, sınıfsal eşitsizlikler, ahlaki değerlerin yitirilmesi ve bireylerin kendi çıkarlarına göre şekillendirdiği maskeler eleştirilir. Günümüz dünyasında da bu temalar hala yankılanıyor, toplumsal yozlaşmanın modern versiyonlarına ışık tutuyor.


Prens Mişkin’in Saflığı ve Toplumun Çarpıklığı


Prens Mişkin, Budala'nın merkezinde saf ve temiz bir ruh olarak yer alır. O, toplumun maddi değerlerinden uzak, içsel iyiliği temsil eder. Ancak, Prens Mişkin'in bu masumiyeti toplumda zayıflık olarak görülür ve alay konusu olur. Mişkin’in dürüstlüğü, onun toplumla uyuşamamasına neden olur. Yozlaşmış bireyler, onun bu safiyeti karşısında ya kendilerini tehdit altında hissederler ya da onun saflığını kötüye kullanmak için çabalarlar. Bu, yozlaşmış bir toplumun iyilikle başa çıkamamasının acı bir yansımasıdır. Toplum, Mişkin’in iyiliğini küçümserken, aslında kendi değerlerini sorgulamak zorunda kalır. Modern toplumda da bu tür içsel saflık ve iyilik, genellikle güçsüzlük olarak algılanır ve yozlaşmış bireyler bu tür insanları ya dışlar ya da manipüle eder.


Nastasya Filippovna'nın Kaderi


Nastasya Filippovna, kadınların toplumda nasıl ezildiğini ve güçsüzleştirildiğini gösteren bir karakterdir. Toplumun güzellik, para ve statüye verdiği aşırı önem, Nastasya’yı trajik bir figür haline getirir. Onun hayatı boyunca yaşadığı aşağılanmalar ve toplumun ikiyüzlülüğü, yozlaşmanın derinliğini gösterir. Kadınların toplumsal statülerinin, ekonomik güçle ve erkekler tarafından belirlenmesi, romanın en çarpıcı eleştirilerinden biridir. Nastasya, toplum tarafından bir metaya indirgenir ve insan olarak görülmez. Günümüz dünyasında da benzer bir şekilde kadınların toplumsal pozisyonları hala ekonomik güç, güzellik standartları ve cinsiyet rollerine göre şekillenmektedir.


Rogojin'in İntikam Obsesyonu


Rogojin karakteri, toplumun insanları nasıl şekillendirdiğini ve bozduğunu gösteren en güçlü örneklerden biridir. Rogojin’in aşırı sevgisi, zamanla nefret ve intikam duygularına dönüşür. Onun Mişkin ile olan çatışması, insan doğasının iyilik ve kötülük arasında nasıl bir çekişme yaşadığını gözler önüne serer. Rogojin, safiyeti ve ahlaki değerleri temsil eden Mişkin'in zıttıdır. Ancak bu iki karakter, aynı toplumun farklı sonuçlarıdır; biri safiyeti korumaya çalışırken diğeri yozlaşmanın kurbanıdır. Modern dünyada da bireyler, aynı şekilde toplumun beklentileri ve kişisel arzular arasında sıkışır, bu da onları içsel çatışmalara sürükler.


Toplumsal Sınıflar ve Eşitsizlik


Roman boyunca, farklı toplumsal sınıflara ait karakterler toplumdaki eşitsizlikleri ve sınıfsal gerilimleri ortaya koyar. Para ve güç, insanlar arasındaki ilişkilerin merkezinde yer alırken, ahlaki değerler giderek önemini yitirir. Dostoyevski, bu karakterler aracılığıyla toplumsal sınıfların yarattığı gerilimlerin, bireyler üzerindeki yıkıcı etkisini gösterir. Bugünün dünyasında da toplumsal sınıflar arasındaki eşitsizlikler, hem bireysel hem de toplumsal çatışmalara yol açmakta, yozlaşmayı körüklemektedir.


Ahlaki Değerlerin Yitirilmesi


Budala’nın genel atmosferi, ahlaki değerlerin giderek eridiği, çıkarcılığın ve ikiyüzlülüğün hakim olduğu bir toplumu yansıtır. İnsan ilişkileri, aşk, dostluk ve aile bağları bile maddi güç ve statüye dayandırılır. Bu yozlaşma, bireylerin kendi içsel değerlerinden uzaklaşmasına, maskeler takarak yaşamalarına neden olur. Modern toplumda da ahlaki değerlerin yerini güç, para ve statü oyunları almış durumdadır. İlişkiler giderek yüzeyselleşmekte, bireyler kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmektedir.


SON SÖZ


Dostoyevski’nin Budala romanı, 19. yüzyıl Rus toplumunu anlatmakla kalmaz, günümüz dünyasında da yankılanan sorunlara işaret eder. Bugün de toplumsal maskeler, bireylerin gerçek kimliklerini gizlerken, para ve güç insan ilişkilerini yönlendirmeye devam ediyor. Özellikle sosyal medya ve dijital çağın getirdiği hızla yozlaşma, bireylerin kendilerini sürekli dış dünyaya göre şekillendirmelerine neden oluyor. Para ve statü peşinde koşan bireyler, ahlaki değerlerden uzaklaşıyor ve çıkarcılık ön planda yer alıyor. Yozlaşma, sadece bireyleri değil, toplumun tüm katmanlarını etkiliyor ve insan doğasının karmaşıklığı içinde bir çıkış yolu arayışımız devam ederken, günümüzde bireylerin öz değerlerinden koptuklarına, toplumsal maskelere büründüklerine şahit olduğumuz bir dünyada yaşıyoruz. Dostoyevski’nin bu eseri, insan doğasının ve toplumların yozlaşma süreçlerine dair zamansız bir uyarıdır.


Saygı ve Sevgilerimle,


Alper Akpeçe

151 görüntüleme2 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

2 Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating

Dosto nun da çok şiddetli bir epilepsi hastası olduğunu bilmekte fayda var. Doktoruna şöyle demiştir: "Bu epilepsi beni alıp götürerek ve her şey sona erecek... Hafızam tamamen zayıfladı. Artık insanları tanımıyorum... Delirmekten veya aptallığa düşmekten korkuyorum.'' Kitabın adının nereden geldiğini de bu şekilde anlamışsınızdır. Prens Mişkin aşağılayıcı anlamda bir " aptal " olmadığının tamamen farkında olsa da , bazen özellikle şiddetli nöbetler sırasında zihinsel durumuyla ilgili olarak bu kelimenin uygunluğunu kabul eder. Ara sıra, semptomların kronik olduğu ve gerçekten "neredeyse bir aptal" olduğu, bir İsviçre sanatoryumuna kapatılmadan önceki anlatı öncesi döneme atıfta bulunmaktadır. Paradoksal olarak, hastalığın bazı yönlerinin zihinsel yetilerinin yoğun bir şekilde yoğunlaşmasıyla yakından bağlantılı olduğu ve daha yüksek ruhsal meşguliyetlerinin gelişmesinin önemli bir nedeni olduğu da gözükmektedir.

Edited
Like
Replying to

Ben yozlaşmış bir toplumda Dürüst olmanın, kişilerce Budalalık olarak algılanmasına işaret etmek için bu ismi seçtiğini düşünmek istiyorum.

Edited
Like
bottom of page